Wednesday, December 2, 2015

İnstagram'da 3 ayda 20 bin takipçiye nasıl ulaştık?

İnstagram 2015 son çeyrek itibari ile dünyada 600 milyon kullanıcıya ulaştığını duyurdu. Türkiye için İnstagram kullanıcı sayısını tam olarak bilmemek ile birlikte bu sayının 4-6 milyon arası bir yerde olduğunu tahmin ediyorum. İnstagram'ın popülerliği ise özellikle gençlerde gün geçtikçe artıyor.


Konusarakogren için bir İnstagram stratejisi belirleyerek yola çıkmak istedik. İlk etapta dijital pazarlama ekibimiz yurtdışındaki başarılı örnekleri incelediler. Sonrasında verilen karar günlük olarak 4-6 arasında düzenli gönderim yapılması oldu. Bunu aksatmadan ve otomatik bir yapıya dökerek, sürekli her gönderiyi elle paylaşmadan nasıl yapabiliriz diye araştırdığımızda, Crowdfire diye bir mobil uygulama karşımıza çıktı.

Crowdfire esasında sadece otomatik paylaşım yapmanın ötesinde, arama yaparak bulacağınız İnstagram hesaplarını kimlerin takip ettiğini size gösteriyordu. Sonrasında ise bu hesapları takip eden kişileri listeletip, takip edebiliyordunuz. Ortalamada şöyle bir rakamla karşılaştığımızı da belirtmek isterim. Takip ettiğimiz her 4 kişiden 1 tanesi sizi geri takip ediyordu ve bu sayede takipçi sayısınız düzenli olarak artırabiliyordunuz.


Seçtğinizi İnstagram hesaplarındaki kullanıcıları takip etmeye başladığınız zaman, İnstagram'ın saatte 140-160 arası kişiyi takip etmeniz ile sizi sınırlandırdığını göreceksiniz. Bunu aşmak için her 1-1.5 saat dolduğunda yeniden takip etme işlemini devam ettirmelisiniz.  Ek olarak şunu da belirteyim; örneğin 3000 kişiyi takip ediyorsunuz ve sizi takip eden kişi sayısın 500. Belirli bir algoritma ile İnstagram çok fazla kişiyi takip ettiğinizi ve yeni kişi takip edemeyeceğinizi size belirleterek, ekleme yapmanızın önüne geçiyor. Bunu aşmak için ise yine Crowdfire üzerinden Non Followers kısmından sizi takip etmeyen kişileri takibi bırakmanız gerekiyor.







Kırmızı işare tıklayarak, sizi takip etmeyen kişileri takip etmeyi bırakabilirsiniz ve bu sayede yeni kişiler takip edebilmenizi imkan tanınmış olur.

Diğer bir konu ise içerik stratejisi. İçerik stratejimizde 4 temel başlık belirledik.

1. Her gün bir ingilizce kelimenin Türkçe anlamını, cümle içerisinde kullanımını ve bunun açıklamasını belirten bir görsel
2. Fill in the blanks yapısına sahip olan bir quiz sorusu ile oluşan görsel
3. Quote of The Day yapısı ile tanınan kişilerin söylediği sözleri  içeren bir görsel
4. İngilizce ile ilgili olabilecek, karikatür, komik resimler içeren görsel

Bu başlıklarda düzenli olarak, insanların fayda görebileceği ve eğlenebileceği görseller paylaşarak 3 ayda 20 bin takipçiye ulaştık.

Tabi buradaki en önemli ayrıntı, Crowdfire üzerinde her gün düzenli olarak takipçi eklemek ve takip etmeyen kişileri, takip etmeyi bırakmak ile uğraşmamız oldu.

Son olarak İnstagram hesabımızı paylaşıp, sizin de bu strateji ile iyi işler çıkarabileceğinizi vurgulamak isterim.

http://www.instagram.com/konusarakogren


Dipnot: Merterde tekstil ile uğraşan bir arkadaşım benzer bir yapı ile 1 ayda 4k takipçiye ve 15-20 adet satışa rakamına ulaştı. Başlangıç için gayet sevindirici :)


Thursday, October 15, 2015

Beden Dilinin Düşünce Gücüne Etkisi - Amy Cuddy

Üzüldüğümüzde, mutlu olduğumuzda; içinde bulunduğumuz ruh halini genellikle vücut dilimize yansıtırız ve çevremizdeki kişiler bizi gördüklerinde, içinde bulunduğumuz ruh halini rahatlıkla anlayabilirler. Bunun tam tersinin olduğu bana ilk kez söylendiğinde ise bunun nasıl olabileceğini aklım almadı. Yani biz bir vücut hareketi sergileyeceğiz ve bu vücut hareketi bizim ruh halimize tesir edecek. Bunun nasıl olabileceği ile ilgili aşağıdaki videoyu izledikten sonra ilk önce bunun nasıl olacağına ikna oldum. Ardından ise uygulamaya koyarak, test ettim. Sonuç gayet olumlu idi.

Burada öğrendiğim vücut dili hareketlerini 5-7 Ekim tarihinde katıldığım Endeavor Global ISP seçiminde uyguladım ve gerçekten daha motive, güçlü, özgüvenli olduğumu hissettim. Sonuçta özellikle sporcular belirli bir başarı elde ettikten sonra, belirli vücut hareketleri sergiliyorlar. Ellerini yukarı kaldırıp, zafer kazanma sembolü haline gelen bazı hareketler var. Bunu yaptıklarında ruh hali ise; güç, mutluluk, başarı, özgüven gibi duygular. İnsanın oturduğu haldeki duruşu bile onun ruh halini bir süre sonra değiştirebiliyor. Sizlere tavsiyem videoyu baştan sonra izleyip, fırsat buldukça uygulamanız.


Monday, October 12, 2015

Storytelling (Hikaye Anlatıcılığı) ve Etkileri

5-7 Ekim tarihleri arasında katılacağım Endeavor Global Girişimcilik Seçim Paneli için, Endeavor Türkiye tarafından yönlendirilen mentorlar ile bazı görüşmeler  yapıyorum. Her bir mentorun, müthiş tecrübelerini dinleyip, bilgi aktarımlarını dinledikçe, çok daha fazla gelişim gösterdiğimi hissesiyorum.

Endeavor mentorlerinden olan Sami Bugay, yaptığımız görüşmelerden birisinde Endeavor Global Paneline katılmadan önce, storytellling konusuna bakmamı ve oradaki panelistlere sunum yaparken bunun çok etkili olacağını söyledi. Kendisine yeri gelmişken, bir kez daha teşekkür ediyorum.

İnsanların klasik bilgi bombardımanı şeklinde yapılan sunumlardan sıkıldıklarını, olayların kişilere indirgenerek hikayeleştirildiğinde, bunun çok  daha fazla dinlendiğini, akılda kaldığını ve ikna edici özelli olduğunu söyledi. Bunu söyledikten sonra hemen bir story anlatarak, konuyu da örnekledi. Ardından ise Akash Karia ismini araştırmamı, bu konu ile ilgili güzel videoları olduğunu söyledi. Bana anlattığı hikaye ise etkiliyeci idi ancak burada o  hikayeyi yazmayacağım. Hikaye anlatıcılığı, sadece bireysel anlamda değil, kurumsal alanda da kullanılan ve etkisinin pozitif olduğu araştırmalarla kanıtlanan bir konu.



İlk izlediğim video, bir Akash Karia videosu idi. Konuyu, faydalarını güzel bir şekilde anlatıyordu ve etkileyici idi. Daha sonra konu ile ilgili biraz daha araştırma yaptığımda, karşıma aşağıda sizinle paylaşacağım efsane diyebileceğim video çıktı. Hayatımda izlediğim, en iyi 5 öğretici video arasında yer aldığını söyleyebilirim. Karşısındaki kişiyi ikna etmek isteyen, sunum  yapan, bilgi aktaran herkesin bu videoyu izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.

Doug Stevenson aynı zamanda tiyatro sanatıyla da ilgilendiğinden olsa gerek, olaya çok daha fazla duygu ve oyunculuk katarak, müthiş bir eğitim videosu sunuyor. Eğitimi Google Talk konuşmaları kapsamında yapmış. Süresi biraz uzun gibi görünse bile (50-55dk), kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Kişisel gelişiminize çok şey katacağını düşünüyorum ve artık bir çok konuda storytelling kullanacağınızı düşünüyorum.



Thursday, September 10, 2015

İyi Çalışan ve İyi İşveren Olmak



Forbes dergisinde, ideal çalışanda olması gereken 15 özellik şeklinde bir makaleye denk geldim. Burada yer alan özelliklerden bir kaçı şu şekilde karşıma çıktı.

- Çalışkan olmak
- Dürüst ve zeki olmak
- Liderlik özelliğine sahip olmak

http://www.forbes.com/sites/kensundheim/2013/04/02/15-traits-of-the-ideal-employee/



Aynı şekilde ideal şirket kültüründe olması gereken özelliklere baktığımda ise, şunlarla karşı karşıya geldim.

- Çalışanlarına kişisel gelişim için, gerekli kaynakları ve eğitimleri sağlamak
- Yöneticilerin ve şirket sahiplerinin, çalışanlara karşı dürüst, güleryüzlü, güven veren bir tutum sergilemesi
- Çalışanların motivasyonunu sağlamak için çeşitli aktivite ve etkinlikler düzenlemesi
- Çalışanların söylediklerine, önerilerine ve eleştirilerine değer verilmesi.



http://www.greatplacetowork.com/publications-and-events/blogs-and-news/978-the-8-cultural-characteristics-that-make-google-a-great-innovator#sthash.VEjFfCmR.dpbs

http://smallbusiness.chron.com/ten-characteristics-good-company-23397.html




Şirket sahibi arkadaşlarımla konuştuğumda bazı çalışanların; mesai saatlerinde oyun oynadıklarını, dizi ve film seyrettiklerini, mesai saatlerinde sahada olması gereken kurumsal satışçıların habersiz ve izinsiz spor salonuna gittikleri gibi bilgileri öğrendim. Bunları duyunca ise hiç şaşırmadım. Bunlardan bazıları şirketimize yeni başlayan, ilk haftasında kendisine eğitime gönderip, yatırım yapmayı düşündüğümüz arkadaşlarımızda, bizim başımıza geldi.

Her işyerinin, iyi ve mutlu çalışanlar için ideal şirket kültürünü sağlamasını diliyorum. Aynı şekilde her çalışanın da, ideal çalışanda olması gereken özellikleri taşımasını umut ediyorum.

Ek olarak; bu olaylardan sonra mülakatlarımızda, "iş yerinde boş vaktiniz olsa, bunu nasıl değerlendirirsiniz" sorusunu da sormaya başladık :)