Tuesday, July 28, 2009

Bir Anı

Ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu, Eminönü'nde eşiyle birlikte geziyordu. Yeni Cami'nin önünde simit satan bir çocukla karşılaştılar. Türkoğlu, yaklaştı ve "Simidin kaça... Koç?" diye sordu.
- 30 kuruş ağabey... çıtır çıtır...
- Kaç simit var?
- 70-80 tane var herhalde.
- Hepsini alsam ne tutar?
- 24 lira...
- Al sana 30 lira. Farz et ki hepsini aldım.
Ünlü basketbolcunun eşi şaşırmıştı; eşine usulca sordu: "Niye böyle yaptın? Yemediğimiz simitlerin parasını neden verdin?"
- Boş ver sorma...
Ama hanımı ısrarlıydı. Bu yüzden, Hidayet Türkoğlu açıklamak zorunda kaldı:
-Tablanın kenarı dikkatini çekti mi? İyice baksan görecektin. Köşeye bir isim kazınmıştı.
- Ne ismi?
- Hidayet...
- Yoksa?
- Evet o tezgâh eskiden benimdi.



http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ilicak/2009/07/26/bir_ani

Ömer Hayyam dan

"Sünneti tut, farzı yerine getir
Bir lokmayı başkalarına da yedir
Kimsenin malına canına dokunma,
Sana cennet benden, durma, şarap getir"