Friday, June 20, 2008

Hz. Ali'den

Akıl gibi iyi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz.
Hz. Ali

22 yıl sonra, Eureka!..

1986 Dünya Kupası'ndan bir Meksika Mutfağı âşığı olarak döndüm ama bu ülkede adam gibi bir Meksika Lokantası bulamadım. Gittiklerim dandikti. Bir ara Ortaköy'de çok iyi bir tane açıldı ama, yaşamadı, nedense..
Kulağıma o zamandan çalınırdı.. "Yeşilköy'de mahalle arasında birkaç masalık minik bir lokanta var, çok çok iyi" diye..
Yeşilköy'e yolum pek düşmez. Düştüğünde etrafa baktım, bulamadım. Sordum bilen çıkmadı.. Unuttum gitti..
Tam 22 yıl sonra bir vesile Nebil söyledi. Hatta telefonunu bulup yer de ayırttı. Elimizde adres gittik, gene bulamadık. "Emniyet Müdürlüğünün karşısında" dediler. Ordaki polislere sorduk, bilemediler. Telefon ettik, elimizde telefon tarifi dinleye dinleye nihayet vardık. Emniyet Müdürlüğünün karşısında gerçekten. Elli metre ötede.. Ama polisin bile haberi yok. Biz önünden dört kez geçmişiz, farkında olmadan..
Marmit dünyanın en iyi gizlenmiş restoranı.. Çünkü, herkes gelsin istemiyorlar. Bileni gelsin yeter.. Bileni, tadını çıkaracak olanı..
Nasıl şirin bir minnacık dükkân..
Karı koca Baygınlar işletiyor. Mutfakta da onlar.. Her şey müşteri sipariş ettikten sonra başlıyor. Salata dahil önceden hazır bekleyen hiçbir şey yok.. Lezzetin temelinde o var zaten.. Her şey anında..
Serdar dünya tatlısı bir adam.. Nasıl ahbap olduk.. "Ne istersiniz" dedi.. "Burayı bulmak için 22 yıl bekledim. Sipariş yok, sana teslim oluyorum" dedim..
Yollamaya başladı içerden..
Tanrım bu nasıl bir lezzettir..
Her şey, ama her şey insana parmak yedirecek kadar güzeldi, birini ayırıp adını yazmıyorum..
Son zamanlarda bu kadar çok yediğimi hatırlamıyorum.. Az sonra uçağa binip İzmir'e gideceğim.. "Binerken tartarlarsa ek bagaj parası alırlar" dedim içimden. Öylesi.. Ama midemde zerre ağırlık yok..
Marmit'e tekrar tekrar gideceğim. Tüm dostlarımı da götüreceğim..
İstanbul Caddesi 58, Yeşilköy, adresinde. Telefonu da.. 0 212 573 8581.

kaynak : http://www.sabah.com.tr/haber,30BE441351764C2CAFE25A4B5F2CB103.html

Thursday, June 12, 2008

You are fired!

1. "We're a Microsoft shop we only run Microsoft" (replace with any
vendor)
You've limited all design and architectural decisions down to one
vendor regardless of suitability, cost effectiveness or productivity
pushing up the cost of projects and potentially being left with an
unsuitable solution.

Risking the success of a project by restricting technology choice to
one vendor: you're fired!

2. Prohibiting Open Source Software
Despite the fact that an Open Source product may be the best solution
available a prohibition on OS software has prevented its use on projects.

Dismissing viable solutions with potential benefits to your business:
you're fired!

3. Single language
You've limited the performance of your development by prescribing that
all development be done in one single language. The fact that the
language may not be suitable for the job, will perform poorly or be
more expensive is ignored over complying with an arbitrary 'strategic'
decision to unify all development.

Running up costs because you can't choose the best tool for the job:
you're fired!

4. "I'm a Java developer I don't do Ruby" (replace with any languages)
Your language defines your role and you only work in that one core
language. You have no interest in other languages and believe your
language is the one true language.

I have no place in my development team for one-trick pony developers:
you're fired!

5. Documented not automated
You'd rather produce a 15 page document with screenshots on how to
deploy your application than spend less time automating it. You place
value on creating loads of documentation rather than producing things
that actually work.

Wasting money on something that will be immediately out-of-date and
no-one will read: you're fired!

6. No source control
Projects or critical dependancies have never been added to source
control or even worse there's no source control at all.

This is wholly unacceptable: you're fired!

7. Artifacts built off of developer boxes
Deployment means opening up Visual Studio, pressing F5, zipping up the
dlls and handing them over to IS to install (with a 15 page document).

You are a cowboy, this is simply unprofessional and amateurish: you're
fired!

8. No automated tests
You never write automated tests and simply rely on the old "run and
click about" or the "run the test console and check the results"
methods of testing.

No way of verifying your changes, there's no room for hackers: you're
fired!

9. No CI
There is no visibility of the state of the code base and as long as it
runs on your machine then that's OK by you.

No way of understanding the status of the code base: you're fired!

10. You're an architect
What more can I say? You probably disagree with this whole list
especially because it doesn't come with a Visio diagram and can't be
orchestrated in BizTalk. You're fired!


Source : http://jupitermoonbeam.blogspot.com/2008/06/10-things-that-should-get-devs-fired.html

Tuesday, June 10, 2008

Şiir (Hakkı Yalçın)

Karıştırma sayfaları
Yangın söner közden önce
Üzülmem mi sanıyorsun
Yürek ağlar gözden önce
hy

Sunday, June 1, 2008

Uyku (Can Dündar - Alıntıdır.)

Uyku


Bu aralar, özel bir proje için gece gündüz çalışıyorum. Çoğunluğun uyuduğu saatlerde ayakta olduğumdan, gündüz gözlerim ağır...
Uykuyu alt etmeye çalışıyorum; ama nafile...
Vücut, annesinin eteğinden çekiştiren bir çocuk gibi gün boyu gözkapaklarıma asılıp alacağını hatırlatıyor. Ödemezsem gerginleşiyor ya da salıyor kendini...
Vehbi Koç’un herkese önerdiği, İsmet Paşa’nın müdavimi olduğu yöntemi uyguluyorum ben de:
Ne kadar geç yatarsam yatayım erken kalkıyorum. Vücuda borcumu, öğleden sonra şekerlemesiyle ödüyorum.
Yarım saatlik siesta, bütün günü kurtarıyor.
* * *
Malum, zinde kalmak için günde ortalama 8 saat uyumamız tavsiye ediliyor.
Bu, günün 3’te 1’ine eşit...
Yani 60 yıllık bir ömrün 20’sini uykuda geçiriyoruz.
Bu hesapta, insan daha az uykuya alışınca hayat sayacına kontür yüklemiş gibi hissediyor.
Ama uyumama inadının, her daim uyurgezer insanlar yaratma ihtimali de var. Çünkü uykusuzluk, uykuya alışmış vücudun bağışıklık sistemini çökertiyor.
Tam da öğleden sonra kestirmesiyle beynimi 8 yerine 6 saatlik uykuya alıştırma mücadelesi verirken birden 3 saat uykuyla yaşayan bir insanla karşılaştım önceki hafta...
Fransız Cumhurbaşkanı’nın danışmanı, 50 kitabın yazarı Jacques Attali, Berlin’de dinlediğim konferansında günde sadece 3 saat uyuduğunu söyledi.
“Nasıl başardınız?” diye sorduk:
“Ölünce hep uyuyacağız n’asolsa” tadında bir cevap verdi:
“İkinci bir ömrüm olacak mı bilmiyorum. Onun için uykuda fazla vakit geçirmiyorum. Günde 3 saatten fazlasına ihtiyacım olmuyor.”
* * *
“Uyku tarihi”, onu yenen dehaların zafer öyküleriyle dolu...
Çoğu zafer, tanıdık bir yöntemle kazanılmış:
“Böl ve yönet!”
Uyku, yekpare bir blok olmaktan çıkarılıp parçalara bölünüyor ve güne dağıtılıyor.
Örneğin Leonardo da Vinci her 4 saatte bir yarım saat kestirirmiş. Yarım saatin sonunda kendiliğinden uyanır ve yine 4 saat çalışırmış. Böylece günde 3 saatlik uykuyla yaşarmış.
Thomas Edison bu yöntemi her 3 saatte bir 15 dakika olarak uygulamış ve toplam uyku süresini 2 saate indirmiş.
Winston Churchill, Napoleon gibi devlet adamları da bu yöntemle uykuyu azaltmışlar.
* * *
Bir başka yöntemi ise tam bir “uyku kaçkını” olan Nuri Çolakoğlu’ndan öğrenmiştim.
O, her gece 23.00’te yatıyor, 4 saat uyuyup 03.00’te kalkıyor. Dün arayıp bunun sırrını sordum:
“12 yaşımdan beri böyle bu düzen” dedi:
“Gece verimli değilimdir. Ama sabah 3’te kalkar kalkmaz makinenin başına otururum.”
Hatırlıyorum, birlikte çalıştığımız bir dönem, akşamları erken uyku basmaya başladığında, uykusunu her gün 5’er dakika erteleyerek vücudunu eski düzene döndürmüştü.
Leeds Üniversitesi’nin “Uykuyu her gün 5 dakika azalt” yöntemiyle 4 saatlik sağlıklı bir uyku düzeni sağlanabileceğini kanıtladığını da ondan öğrendim.
* * *
Biraz uyku sersemi yazılmış bu yazıyı, malum ama doğru bir klişeyle bitirelim:
“Çok uyanık kalabilmek değil, uyanıkken hayata değer katabilmek önemli...”

Kaynak : http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=761864&AuthorID=75&Date=02.06.2008&ver=49