Wednesday, May 14, 2008

Hakkı Yalçın (Cennet mektupları (61) 09-05-2008 Alıntıdır.)

Cennet mektupları (61)


Sana uzun zamandır yazamadım Hakkı Baba!
Ben Cennet'te toprak kokusunu içime çekerken, senin öfkeni suladığını biliyorum.
O haksızlık cehenneminde!


***

Geçen hafta Cennet'te uçurtma şenliği vardı, tarla kuşlarından uçurtma yaptım.
Gelinciklerin gelin olma bayramına katıldım.
Cennet'e bahar erken geldi.
Ama bakıyorum da bizim ülkemizde eşkıya bir bahar havası esiyor.


***

Böbrekleri çalınmış Iraklı çocukları getirdiler Cennet'e...
Bir görsen ağlardın.
Melek ablalar güneş sütü içirdiler.
Hepsinin yüzüne renk geldi.
O gece, onların gülümseyen gözlerinde taradık saçlarımızı.
Bu çocukların katillerine, ülkemizin insanlarından çıt çıkmıyor ya.
İnsanların utanmadığı bir memlekette, tarih utanır bir gün.


***

Beyaz bulutlar, bizim köyün üzerinden geçmiş de...
Simsiyah döndüler.
Utanarak temizledim üstlerini.


***

Saçları dökülmüş bir kız çocuğuyla karşılaştım önceki gün.
Annesi öğretmenmiş, babası işçi.
Aydede'nin uyumasını seyrederken, içini döktü bana.
Ona bir gözyaşı şişesi armağan ettim, içini doldurdu.
Acının harflerinden bir alfabesi vardı kızın.
Saçlarının neden döküldüğünü sordum, harika bir cevap aldım.
"Devlet babanın suçları dökülürken, çocukların da saçları dökülür!"


***

Vicdanımın nasihatler kitabını okuyorum her gece.
Dünyadaki resimlerime dokunuyorum.
Hala yemeğe başlamadan önce ekmeği öpüyorum.
Sarıldığım herkes annem oluyor, ama gerçek annemin kokusu başka...
Anneler Günü için melek ablalardan izin aldık.
Yeryüzüne merdiven uzatacaklar.
Belki sana da uğrarım.
Kendine iyi bak Hakkı Baba!
Çocuklara da...


***

Senin kaderin ölene kadar çocukların yanında durmak.
O ihanet kiracılarına söyle de çocukları rahat bıraksınlar.
Memleketin kanını emdikleri yeter!

No comments: