Wednesday, September 14, 2022

Başkasının Negatif Etkileneceği Bir Kararı Nasıl Veririm? - Kendime Notlar

Çoğu kararın kazananı ve kaybedeni vardır. Örneğin; üretiminizi Fabrika 1'den Fabrika 2'ye kaydırmamız veya su siparişini, A firması yerine B firmasından vermemiz. Bir adayı diğer adayların önüne koyup işe almamız gibi örneklerde göreceğimiz gibi; kararların kazananları ve kaybedenleri olabilir.

Peki yoğun bir şekilde kaybeden tarafında düşündüğümüz zaman ne olur? Psikolojide “tanımlanabilir kurban etkisi” denilen bir konu oluşur. Eğer bir kişinin sıkıntı çektiğini görürsek, kalbimiz onunla olur. Onun yaşadığı sıkıntıyı azaltmak için elimizden geleni yapma eğiliminde oluruz. 

Joseph Stalin 1 kişinin ölümü trajedidir, 100.000 kişinin ölümü istatistiktir der. Mother Theresa “Eğer kitlelere bakarsam asla harekete geçmezdim. Ancak bir kişiye baktığımda harekete geçebilirim." İki mesajın aslında ortak noktası benzer. Eğer tek bir örneğe bakarsak ve ona odaklanırsak, kalbimiz oraya kayar ve bir çok şey yapabiliriz. Eğer konuyu sadece birey olarak değil, kitleler ve büyük topluluklar halinde görürsek, bakışımız değişecektir. Gerçekten tek bir bireyde olduğu kadar umursama miktarımız azalabilir. Her yıl sıtmadan binlerce insan ölüyor ama haberlerde bu konu, önemli bir haber olarak geçmiyor.


Eğer önümüzde bir kişinin sıkıntı yaşadığını görürsek, daha farklı konuyu ele alırız. Peki bu bilgi ile ne yapabiliriz?


Örneğin bir şirket için çalışıyorsunuz ve sizden bayağı uzakta olan bir şubesi var. Örneğin farklı bir ülkede olsun. Asla gitmediğiniz ve bilmediğiniz bir yer. Bu şubede bir çalışan var. Onunla ilgili veriler performans olarak yeterli seviyede olmadığını gösteriyor ve işten çıkarmanız gerekiyor. Bu birinci senaryomuz olsun. İkinci senaryo ise şu şekilde olsun. Çalışan yan masanızda oturuyor ve senelerdir tanıdığınız birisi. Çocuğunun doğum günü partisinde bile bulunduğunuz birisi. Bazen beraber oyunlar oynadığınız, vakit geçirdiğiniz birisi. İki durumda alacağınız kararlar sonucu olumsuz bir durum ortaya çıkacak. Fakat bu olumsuzluğu yaşayan kişiyi iyi tanıdığınız zaman işin içerisine yoğun şekilde duygularınız karışıyor.


Bu durumda bakacağımız ilk durum, yükümlülüğümüz kişiye karşı mı yoksa kuruma karşı mı? şeklinde olmalı. Konuyu profesyonel çerçevede ele alalım ve yükümlülüğümüz şirkete şeklinde ilerlediğimizi düşünelim. Bu bağlamda ele alındığı zaman, cevap aslında son derece basit. Kişi yanınızda otursa ve senelerdir onu tanımış olsanız bile; yükümlülüğümüz şirkete karşı bağlamında değerlendiririz. Ben bu kişiyi bu kadar iyi tanımıyor olsaydım, başka bir ülkede ve hiç görmediğim biri olsaydı nasıl karar verirdim çerçevesi ile ele alınabilir.


Bazen zor kararlar alıyoruz ve bu kararlar neticesinde bazı insanlar olumsuzluk yaşıyor. Karar verme aşamasında bir politika ve hareket tarzı oluşturmalıyız.

Eğer bir seviyede bu kişi beklentilerimizi karşılamıyor ve performans olarak yetersiz kalıyorsa, bu benim şirkete karşı olan profesyonel yükümlülüğümdür şeklinde bir politika uygulanabilir.

Bu tür kararları vermek son derece zordur. Bu şekilde tavsiye vermek de oldukça kolay görülebilir. Böyle durumlarda yükümlülüğümüzü hatırlamalıyız. Yükümlülüğüm kişiye karşı mı, şirkete karşı mı?


No comments: