Wednesday, September 19, 2007

BAKSANA

Öyle sabah uyanır uyanmaz
yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin
aynadaki
siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir
gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da
eskiden yarım
ne
kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak
için alo de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen
yanağından makas
al..
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken
kimler
seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde
güller
açtıracak..
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir
mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar
gibi hiç
değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik
bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..

Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
ama en önce ve illaki sağlık olsun.


Alıntıdır...

No comments: